13 Ekim 2009 Salı

NESLİ TÜKENMEKTE OLAN BİTKİYE SEVGİLİ TEHDİTİ

Her geçen gün kabaran nesli tükenmekte olan türler listesine bir isim daha eklendi. Ancak sebebi ne yanlış avlanma ne de çevre kirliliği. Tehlikede olan bitki çoğumuzun da bildiği aslandişi. Tehdit ise sevgililer.
İddianın sahibi KAB’dan bitkibilimci Prof. Dr. D------ K-------. Kendisiyle aslandişi hakkında konuştuk. K------- açıklamasında: “Doğada hayatta kalmanın altın kuralları vardır. Bunlardan biri de neslin devamlılığıdır. Bitkiler genellikle tohumla çoğalır. Bunun için ise genellikle dışarıdan etkilere ihtiyaç duyar. Bazı bitkiler meyveleriyle hayvanların iştahından, bazıları sudan, bazıları da rüzgârdan yararlanır. Söz konusu bitkimiz aslandişi (Taraxacum) ise sevgilileri kullanır. Kuruduktan sonra pamuksu bir top haline gelen aslandişi (Taraxacum) şirin görüntüsüyle sevgililerin üflemesini bekler. Yalnızca bu yolla tohumlarını saçabilen bitkinin nesli maalesef ilgisizlik nedeniyle tükeniyor.” dedi. Yapılan araştırmaya göre artık çiftlerin kırlar yerine kafeleri tercih etmeleri tehlikenin başlıca sebebi.


Asladişi (Taraxacum)

Bilim insanları seralarda suni sevgili ortamları oluşturarak türün devam edebilmesi için çalışıyorlar ama K-----‘ya göre bu sadece muhtemel sonu geciktirecek bir önlem. “Bizim yaptığımız sadece ilk yardım. Asıl tedaviyi yapması gerekenler ise sevgililer. Eğer onlar tekrar kırlara dönmezse ne yazık ki aslandişi yakında tamamen yok olacak.” Diyen bitkibilimci bütün sevgilileri kırlara davet etti.

Halen kültür ortamında aslandişi oluşturmaya çalışan bilim insanları araştırmalarına devam edebilmek için daha fazla gönüllüye ihtiyaç duymaktalar. Tamamen zararsız olan bu deneye katılmak için sadece KAB’a başvurmanız yeterli olacaktır.

Bilim insanları seralarda çalışmalarını sürdürüyorlar.

28 Nisan 2009 Salı

YENİ BİR TÜR BULUNDU: VERRİMUS DOMESTICUS

Dalgınken etrafınızda hareket eden karartılar görüyorsanız bunun iki açıklaması olabilir: Ya hayal görüyorsunuz ya da 1,5 metre boyunda bir canlıyla yaşıyorsunuz.

Görme sınırındaki hareketlerin sebebi olduğu tahmin edilen bir canlı türü bulundu. Keşfin sahibi A----- E------ isimli 21 yaşındaki üniversite öğrencisi bir haftadır gördüğü karartılardan rahatsızmış. Genç, kendi ifadesiyle “hayal gücünün kamçılamasıyla” bunlara bir yaratığın neden olduğunu düşünmüş ve ani bir hareketle gördüğü gölgelerin birine atlamış. Hayvanın bir anlık dalgınlığından yararlanan genç onu sıkıca yakalamış. Kurtulmak için çırpınan yaratık 155 saniye sonra pes etmiş, 112’inci dakikada da kaskatı kesilmiş. Canlıyı araştırmalar için KAB’ ye bağışlayan A-----: “İnsanlık adına faydalı bir şeyler yapabildiğim için çok mutluyum.” dedi. Bu güne kadar yorgunluk ve stres sonucu oluşan halüsinasyonlarla açıklanan bu karartılar gencin çabasıyla aydınlığa kavuşuyor.


Genç A----- yakaladığı Verrimus Domesticus ile kameralara böyle poz verdi.

Yapılan incelemeler canlının hızı üzerinde yoğunlaşıyor. Şuan var sayılan hızı saniyede 350 metre yani saatte 1260 kilometre. Ayrıca sürekli hareket etmesi de hayati önem taşıyor. Zira solunum sistemi vücuda hızla nüfus eden havayla çalışıyor. Hayvandaki körelmiş akciğerler de bu tezi doğrular nitelikte. Besinini dişlerine çarpan böceklerden, su ihtiyacını da bıyığında yoğunlaştırdığı nemden karşıladığı düşünülüyor. Araştırmacılar bu yaşam şekline verrimus adını verdi.

Siyah derisi ve inanılmaz hızı karartıları oluşturmak için yeterli sayılsa da psikologlar bu durumu şiddetle reddediyorlar. Onlara göre bunların arkasında psikolojik nedenler aranmalı ve doktora başvurulmalı.

Etrafta oluşan karartılar şu anda tartışma konusu olsa da ortada bir gerçek var: Bu güne kadar algılarımızın ötesinde yaşayan bir tür bulundu ve Dünyamız bir sırrını daha bizimle paylaştı.

16 Mart 2009 Pazartesi

MASKELİ COCO STAR SAPIĞI – 2

Bir aydır yakalanamayan Maskeli Coco Star Sapığı sonunda teslim oldu. Medya baskısının işe yaradığını düşünen polisler sorgulamada sürprizle karşılaştılar.

Kimdir Maskeli Coco Star Sapığı? İsminin ve yaşının olmadığını söyleyen suçlu, kendi ifadesine göre bir gün caz müziğinin büyüsüne kapılıp kendini yeniden yaratmak istemiş, bunun için de yüksek dozda sakinleştirici alıp neşter ve kaynak makinesiyle yüzünü şekillendirmiş. Ancak sonuç sadece kendini mutlu ettiği için maske takmak zorunda kalmış. Geçimini de her gün posta kutusunda bulduğu parayla sağlıyormuş.

Önceleri genç kızları Coco Star vaadiyle kandırıp kaçıran sapığın daha sonra cinsiyet ayırmadan eylemlerine devam etmesi kimsenin güvende olmadığını gösteriyordu. O ise kimseyi evine zorla götürmediğinin altını çizdi. Fakat gelen gençleri odasına kapattığını da itiraf etti.

Olayın mağdurları ise şok açıklamalarda bulundular. Öncelikle kendilerine mağdur denmemesini istediler. Söz konusu kişinin çok eğlenceli ve kibar olduğunu söyleyen 20 yaşındaki E. A. “Odasına girdik, saatlerce muhabbet ettik. Sonra da bana kendi resim ve animasyonlarını gösterdi. Artık gitmem gerektiğini söylediğinde de kalmak istedim. O da anlayışla karşıladı. Kesinlikle cinsel istismara uğramadım. Ona sapık sıfatını yakıştıranlar utanmalı!” dedi.

Maskeli Coco Star Sapığı'nın robot resmi. Orijinal fotoğraflarının yayınlanmasına izin verilmediği için yazımıza koyamıyoruz.

Peki, neydi bu kişinin amacı? Kendisi, sanal ortamda kurulan arkadaş gruplarından sıkıldığını, fikirlerini ve duygularını paylaşabileceği gerçek arkadaşlar aradığını söylüyor. Ona göre, gençler de arayış içindeydi ve gerçek bir arkadaş grubu kurma fikrine hemen katıldılar. On beş ve katlarının büyüsüne inandığı için sadece on dört kişiyi bu gruba davet eden maskeli adam, neden Coco Star sorusuna ise “Bilimsel sebeplerden ötürü.” cevabını verdi. Evinde on dört kişiyle yaşamanın düşündüğü kadar kolay olmadığını, Coco Starlarının bittiğini, bu yüzden de oyuna bir son vermek istediğini belirten suçlu pişman olmadığını da ekledi.

Kaçırılanların –kendi ifadelerine göre gönüllülerin- şikâyetçi olmamaları üzerine zanlının cezası hafifletildi ve günde en az yirmi sayfa Kürşat Başar ve Tuna Kiremitçi kitapları okuması şartı ile serbest bırakıldı.

5 Mart 2009 Perşembe

NOEL BABA ASLINDA VİKİNG’MİŞ!

KAB‘li araştırmacılar şu ana kadar doğru bildiklerimizi bir kenara bırakmamız için ellerinden geleni yapıyorlar. Çılgın ekip şimdi de Noel Baba’nın aslında Viking olduğunu açıkladı. Araştırmalarını sağlam temellere dayandırarak sistemli bir şekilde ilerlediklerini belirten topluluk iddialarından bir kısmını bizimle paylaştı.


Noel Baba


Bilinen adıyla Noel Baba, sekizinci yüzyılın sonlarında başlayan meşhur Viking akınlarına katılmış yağmacı bir savaşçıdır. Sorumsuzca geçirdiği kanlı yıllar onu düşünmeye itmiş ve inzivaya çekilme kararı almıştır. Bu yüzden herkesten uzak ve ana vatanı Norveç’e -kısmen- yakın olan Kuzey Kutbu’na yerleşmesi de rastlantı değildir.

İçine kapandığı dönem derinliklerindeki insan sevgisini alevlendirmiştir. Her yılbaşı uslu çocuklara hediye vermesi sanki pişman olmuş bir suçlunun özrü gibidir. Fakat yağmacı yıllarının alışkanlıklarını da hâlâ görmek mümkündür: Gecenin geç saatlerinde harekete geçmesi, evlere medeni şekilde kapıdan değil de bacadan girmesi, sırtındaki –hediye dağıtan birinden çok bir hırsıza benzemesine neden olan- torbası bunlara örnek teşkil eder.

Bir diğer önemli konu da günümüze kadar ulaşmış Noel Baba tasvirlerinin neden Kuzey Kutbu’nun asıl sahipleri olan Eskimolara hiç benzemediğidir. Uzun saçı ve sakalları gençliğinin izlerini taşır. Ayrıca macera dolu hayatını bir kenara bırakıp münzevi yaşama geçmesi kaslarının sarkmasına neden olmuştur. Bu da sahip olduğu onca kiloyu açıklar niteliktedir.


Noel Baba gençlik yıllarında yağmacı bir savaşçıydı.

En çarpıcı nokta ise Noel Baba’nın kızağını çeken efsanevi ren geyiklerinin başka bir efsaneye; Valkrylerin uçan atlarına inanılmaz derecede benzemesidir. Valkryler, savaşta ölenlerin ruhlarını uçan atlarıyla -Kastedilen uçan atlar, kanatlı Pegasuslarla karıştırılmamalıdır.- Valhala’ya götüren kadın savaşçılardır. Buradan da Noel Baba’nın bir savaşta ölümden döndüğünü ve söz konusu atların sırrını öğrendiğini savunabiliriz.

KAB, her geçen gün gerçeğe bir adım daha yaklaşarak hayatı daha anlamlı kılmaya çalıştıklarını belirttiler ve araştırmalarına geri döndüler.


28 Şubat 2009 Cumartesi

MASKELİ COCO STAR SAPIĞI

İstanbul gene bir sapık belasıyla uğraşıyor. Ailelerin kâbusu haline gelen bu canavarlara artık dur demenin zamanı geldi.

Bir hafta önce iki gencecik kızımız kayboldu. Ardından dördü daha. Toplamda ise on dört kişi kayıp. Ortak noktaları ise yaşları. Kaybolanların hepsi yirmi ile yirmi iki yaşları arasında. Bir benzerlik daha var ki karşımızdaki tehlikeyi tanımamızı sağlıyor. Gençlerimizin hepsi de son görüldüklerinde kar maskeli birinden Coco Star alıyormuş. İlaçlı çikolatalarla kurbanlarını uyutup kaçıran bir sapıkla karşı karşıya olabiliriz.

Bu yaratık -kendisini insan olamayacak kadar aşağılık görüyorum– organ mafyası veya bir uyuşturucu çetesi için çalışıyor olabilir. Fakat, iğrenç dürtülerini tatmin etmek isteyen bir tecavüzcü olma olasılığı yüksek. Hem de cinsiyet ayırt etmeden (Son kaybolanlardan ikisi erkekti)! Tüylerimi diken diken eden bu manyak hemen yakalanmalı, insanlık bu haşarattan kurtulmalıdır!

Şimdi beni iyi dinle Maskeli Coco Star Sapığı! Amacın her ne tür bir iğrençlikse bir an önce vazgeç! Gençlerimizin hayatlarını –hem de en güzel çağlarında- mahvetmene izin vermeyiz. Aklın varsa polise teslim ol ve cezanı adil şekilde çek çünkü seni yalnızca polis değil yetmiş milyon insan arıyor!

Not: Aşağıdaki söz konusu sapığın robot resmidir. Eğer bu eşkâle uyan birini görürseniz lütfen polise haber verin.

Maskeli Coco Star Sapığı : Kaybolan on dört kişiden sorumlu tutuluyor.

17 Şubat 2009 Salı

PİLAVDAN GELEN KARGAŞA

Yemeğinizden çıkan kıl sizin için sorunsa sıradaki haberin pilavdan çıkan 20 yaşlarında birini anlattığını peşinen söylemeliyiz.

Söz konusu olay, aşçılarıyla ünlü Bolu’da, öğle yemeği için Esnaflar Lokantası’na gelen M-----‘in başına geldi. Pilavındaki başparmağı fark eden M-----, çığlık atarak sandalyesinden düştü. Talihsiz adam, belden aşağısı pilavın içinde çıplak bir erkeğin ifadesiz bakışlarla gerindiğini görünce kusarak bayıldı.

Daha ne olduğunu bile anlayamayan müşteriler, bir şok daha yaşadı. Olayı öğrenen lokanta aşçısı kendini kaybetti ve elindeki kepçeyle pilavdaki gence saldırdı. Kendini korumayı bilmediği gözlenen genç, vatandaşların çabalarıyla güçlükle kurtarıldı. “Pilavımdan nasıl çıkarsın?” diye sayıklayarak sinir krizi geçiren aşçı hastaneye kaldırıldı.

Hafif yaralı olarak lokantadan kaçmayı başaran gencin caddede, elleri üstünde kontrolsüzce koşması polislerin dikkatini çekti. Yakalanan şüpheli; sorgusunda hiçbir şey hatırlamadığını, aşçının saldırısı üzerine korkup kaçtığını belirtti. Pilavdan çıkarılamayan genç giydirildikten sonra hastaneye sevk edildi.

Olayın şokuyla caddeye fırlayan genci amatör bir kamera görüntülemeyi başardı.

Olayı birkaç çizik ve çürükle atlattığı için şanslı olduğunu söyleyen doktorlar, insan vücudunun pilava kaynamasının biyolojik olarak mümkün olamayacağını, vakanın oldukça sıra dışı olduğunu ifade ettiler.

Olay yerinde araştırma yapan polis, lokantanın tuvaletinde kare kare pilavdan çıkışın betimlendiği bir kâğıt buldu. Yetişkin birini taşıyacak kadar büyük bir tabakla neden pilav servisi yapıldığını soran gazeteciyi kovalayan lokanta sahibi ise gözaltına alındı.

Bulunan notun düzenlenmiş halini sizlere aktarıyoruz.

Haberin duyulmasıyla halk hastanenin önüne yığıldı. Her kesim, konuya farklı açıdan yaklaşıyor: Kimilerine göre bu işte Amerika’nın parmağı var. Kimileri de kara büyülerin varlığını savunuyor. Ellerinde meşale ve sopalarla gelen bir grup vatandaşın “İblisi yakalım” diyerek kapıya yürümesi ise gencin Mesih olduğuna inananları sinirlendirdi. Çıkan kavgada biri ağır iki kişi yaralandı. Toplanan kalabalık çevik kuvvetin gelmesiyle dağıldı.


Hastanedeki tablo ise dışarıdakinden oldukça farklıydı. Yaşadığı şoku çabuk atlatan genç, sempatik tavırları ve yaptığı şakalarla şimdiden hastanedekilerin sevgisini kazandı. Hemşirelerin “Pilavüst” adını taktıkları genç daha uzun süre gündemde kalacağa benziyor.

(Yukarıdaki pilavdan çıkışı gösteren resmin animasyonu için onurbuyuktopac@gmail.com adresine posta yollayabilirsiniz.)